27 Temmuz 2011 Çarşamba

MANDIRA FİLOZOFU MUSTAFA ALİ'DEN SEVGİYE DAİR ...

  Aşk,bir kişiyle diğerleri arasındaki farkın biraz fazla abartılmasıdır.
                                                                                            Bernard Shaw.
Kırkına kadar aşık olmayanın kalbi yoktur, kırkından sonra aşık olanın aklı yoktur.
Bir insanı yıllar boyu sevebilmek,  iki gün aşık olmaktan daha önemlidir.

26 Temmuz 2011 Salı

Kazım Koyuncu _- Hayde

http://youtu.be/mgyyROHv4tw

Kavrun ve Avusor




Kavrun


                                                                              Avusor

4 Temmuz 2011 Pazartesi

MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY

   Birbirimizden bir şeyler gizleriz.Sevdiklerimizi kaybetmemek için, toplumdan dışlanmamak için, saygınlığımızı korumak için.Böylelikle onaylanmışlığımızın devamını sağlarken yeni onayların da yolunu yaparız kendimize yalanlarımızla.Kurulu düzenimizi gögsümüzü gere gere sürdürürüz. Ya da başkasına zarar verme arzumuzla yaralı , marazlı egomuzu tatmin ederiz...Bazen gerçeklerin saklanması eylemi gerçekleştiren/ler dışında başkaları için de dışta bir huzur sebebi olduğu için tercih edilebilir.Ya da eylem ne kadar haksız görünse de gerçekleri anladığımızda  herkes ve her şey masum görünebilir mi?
Durumun etik yönünü siz değerlendirin.
Ben, kendimize söyleyemediklerimizi düşünüyorum.   .Evet, kendimize söyleyemedikerimizden bahsediyorum. Sesimizi duymamak için kulaklarımıza  bastırmaktan, kendimizi görmemek için aynalara ya da konuştuğumuz insanların yüzlerine bakmamaktan bahsetmiyorum.Kendi aşağılıklığımızı , aşağılanmışlığımızı, acizliğimizi; vahşiliğimizi görüp de yerle bir olmamak ; yaşayabilmek ve  kendimize sözde  saygımızı koruyabilmek  için  geliştirdiğimiz savunma mekanizmasından bahsediyorum: Yapılan eylemi yok saymaktan, zihinsel gömütlerimizden bahsediyorum.
O olay/ları beş , on, on beş, yirmi yıl mı orda tutuyoruz? Yoksa ömür boyu mu?
Birgün bir depremle titriyor, sallanıyor, sarsılıyor ve sarsıyoruz. Zihinsel gömütümüzden anlık kareler, zifire bulanmış toprak parçaları gibi hortlayarak günışığına fırlatıyor kendisini. Bazen küçücük, bazen  kocaman parçalar halinde.
 Mustafa'nın gömütünü Çağan Irmak birkaç  gün içerisinde fışkırtıyor. Karısının ihanetine ortak olan  Nejat'i  İşler'den, hayattan  intikam almaya; hayata karşı gücünü göstermeye çalışırken en güçsüz yönüyle, en büyük acı ve utancıyla, annesinin yalanlarıyla karşı karşıya kalıyor. .Kısacası  gömütündeki kokuşmuşluğuyla, içinde beslediği kobrayla yüzleşiyor.
  Sonra, bir anda filmin başından beri Mustafa'nın gerçekleştireceğini iddia ettiği eylemin tam tersi sonuçla karşılaşıyoruz. Mustafa, karısının sevgilisini affediyor.Bu aslında kendisini de affettiğini gösteriyor.
  Başından beri yaptığı işkencelerin  kökeninde kendisine de yöneltilmiş öfkenin rolü olduğunu düşünüyorum. Yoksul insanları aşağılaması ise çocuklukltaki kendisine , ağbisine ve mahallesine bakışının yansıması olsa gerek.
 Oğlunun başını okşarken babasının da kendisinin  saçlarını okşadığını hayal ettiğini düşünüyorum.Ve onca şiddeti zevkle gayet sıradan bir şeyi yaparmış gibi yapan, anlatan insanın içinde şefkati de barındırdığına tanık olmak kanıksanmış bir durum. Annenin içler acısı dramı ise filme gayet başarılı bir şekilde yedirilmiş.Anne de kaç yıllık acısını filmin sonund aseslendirdi.
  Senaryo,;   Fikret Kuşkan, Nejat İşler, Şerif Sezer'in harika oyunculukları; müziklerle, sahnelerle , yönetmen Çağan Irmak'ın imzasıyla seyirciyi sürükleyip götürüyor ardından.

BEN SANA MECBURUM

<iframe frameborder="0" width="480" height="400" src="http://www.dailymotion.com/embed/video/xce6fj%22%3E%3C/iframe%3E%3Cbr /><a href="http://www.dailymotion.com/video/xce6fj_ben-sana-mecburum-bilemezsin-atilla_music" target="_blank">Ben Sana Mecburum Bilemezsin  *  Atilla İlhan...</a> <i>  <a href="http://www.dailymotion.com/kurt_m" target="_blank">kurt_m</a></i>